Subscribe:

HAKİKAT KİTAPLARI


Hakikat Kitabevi, mühim bazı kitapları basıp dağıtıyor. Bir zamanlar Türkiye gazetesi bu kitapları kupon karşılığı veriyordu. "Kıyamet ve Âhiret" adlı kitabı bu şekilde temin edip o günlerde okumuştum. Kitap okuma sevgi ve alışkanlığını henüz edinmediğim o yıllarda mezkûr kitabı okurken neler düşünmüştüm, kitabı -hiç olmazsa üslûp yönünden- sıkıcı bulmuş muydum, bilmiyorum. Hakikat Yayınevi kitaplarının kapakları arasında insanı kitaptan ürkütecek hatta nefret ettirecek bir Türkçe cenazesi yatıyor. Ölmüş, etrafa kötü koku yayan bir ceset ne kadar insansa bu kitapların dili de o kadar Türkçe.

Osmanlı yazı dilinden olduğu gibi Latin harflerine aktarılmış kanaati veriyor insana. Kimi kelimeleri orijinal dilindeki gibi yazdıklarını varsaysak bile kimi kelimeler orijinal dilinden alınıp yeryüzünün hiçbir coğrafyasında konuşulmayan bir dile tercüme edilmiş. Arapçadaki "دعاء" kelimesi, Arapçada "ü" sesi olmadığı için "düa" şeklinde okunamaz, "DUA" diye okunur. 

Türkçeyi bu denli mahvetmenin nasıl bir mazereti olabilir?

Kelimenin aslına bu kadar sadık kalmaya çalışmak, dilin canlılığını inkâr etmektir. İnsan sözünü değiştirilemez zannederek kutsallaştırmaktır. Oysa Hadis-i Şerifler dışında insanoğlunun hiçbir sözü hatadan hâli ve zamanın lisanına çevrilemeyecek kadar kutsal değildir.

Yayınevi kendi isminde kelimenin aslına bağlı kalmamış. "حقيقة" kelimesi "hagîgah" şeklinde yazılırsa Arapça aslına daha uygun olur ama ne lüzûm var "hakikat" diye Türkçesi varken...

0 yorum:

Yorum Gönder